8 Ekim 2009 Perşembe

TERSİM PİSTİR

Yağmurlu bir gecenin sabahına uyandım,ama gözümü açmadım,açmak istemedim çünkü mükemmel bi rüya görüyordum.
Almışım lise kıyafetli manitayı yanıma tam kıvamına getiriyordum ki, bu lanet arabaların yolda giderken çıkardığı korna sesleri,küfür kıyamet filan,uyandım hiç istemesemde..Ve bu yüzden bu sabah sinirliyim, tersimden kalktım.
Ya bu dizi değilki devamı haftaya olsun, 40 yılda görülen bir rüya.Benim bu rüyadan uyanmama sebep olan arabalara bundan sonra zıttım arkadaş.Olmasın ya bu demir yığınları,herşeye zarar değil mi?Cebe zarar,insanlara zarar,hiç ummadığın bi anda arkadan vurup, sana havada takla attırmıyo mu?En çok ta çevreye zarar.Havayı deldiniz lan egzozunuzla.

Bu yüzden istiyorum ki heryer ağaç olsun, böyle sarkmış dallar olsun,mesela bakkala gidicem,asılıyim bi ağacın dalına tarzan gibi ondan ona ondan ona atliyim,alışverişimi yaptıktan sonra aynı şekilde evime gidiyim.Hem her daim fit bir vücudum olur, hemde o hep aradığımız doğayla içiçe, sakin ve bol yeşillikli bir ikamet yerimiz olur.Sevdim bunu.Hem'o ağacın altında manitayla' diye başlayan fantezilerimiz gerçek olur.Monoton bi hayattan kurtulmuş oluruz işte,hergün farklı bi aktraksiyon.

Monoton demişken aklıma geldi,hep aynı şeyleri yapıyoruz.Örnek veriyim,karşıdan karşıya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola...Hassiktir lan.Önce sola bakarsam araba çarpmicagının garantisini veriyomusun bana?Hayır.O zaman niye bakıyorum.Al lan hep sağa bakıyorum,sol taraf umrumda değil,hareket çekiyorum onlara..
İşte böyle haykırmak istiyorum tüm gereksiz alışkanlıklara.Bıktım ya,öyle alışkanlıklar edinmişiz ki farkında değiliz.

Büyük olasılıkla hepmizin başına gelecek olan olaylardan bahsediyim ki destek çıkanım çok olsun.Buna örnekte düğün,salon düğünü..
Geçenlerde bir düğüne gittim,ilk defa gitmedim öncedende gidiyordum ama artık yaş ilerleyince,bir gün benimde evleneceğim aklıma geldi ve daha bi dikkatli izledim düğünü,hatta gözlemledim.
Şimdi öyle ayrıntılı anlatmıcam,işte gelinin dayısı şu kadar para taktı filan,oralara girmicem.Benim için önemli olan kısmını anlatiyim.

Bir insan ömrü hayatında kaç kez evlenirki?Herşey normal gidiyorsa, kadın bazen susmayı hatırlıyorsa 1 kez.Sadece 1 kez.Yani çok önemli bi mevzu bu düğün.Ama gel bunu birde düğün salonundakilere anlat.Bu özel arkadaşım, özel.Ama ordakiler için sadece bir düğün, evleninde, kim olduğu önemli değil ha,düğün işte.Herşey önceki düğünler gibi yazılmış çizilmiş.Önce gelinle damat alkışlarla gelecek,yerine oturacak,sonra bi anda dandik org'la o harika beste,o eşsiz şarkı, 'güvercin uçuverdi' çalacak ve herkes sahneye koşacak,arkada kalan çocuklar ezilcek,umursanmicak filan.Hayır imkanları olsa birisi çıkıp megafonla bagıracak,''gelin damat hadi lan kalkın gelin kameraya doğru dans edin''diye.Yönetecek yani düğünü.Ulan hani özeldi,hani bir daha yaşanmazdı,ben bunların hepsini her düğünde yaşıyorum.Ben olan biteni bileceksem eğer ne heyecanı kaldı lan bu düğünün.Soğuttunuz olum beni evlilikten.

Bir de düğün bittikten sonra hemen oraları süpürüp eski haline getirmiyolar mı?İşte o zaman çok kıl oluyorum.Yahu bıraksaydınızda bari pisliğimiz birkaç gün duraydı be.Hani başka birisi gecerken desinki ''aaa bu Cenk'in düğününden kalanlar''..O kadarcıkta ismimiz anılsın,hiçbişi anlamadım ki düğünden, beni tek heyecanlandıran kısmı gerdek anı, yoksa gerisi tırt yani.
En sinir olduğum anlardan biriside takı töreni.Herkes ayrı bi havada 'en iyi ben takıcam,çok iyi takarım filan'.Bide taktığını bağıra bağıra cümle aleme söylüyoya o pezevenk.Sanane ya ne taktıysam taktım niye sölüyosun.Dİyelim ki 100 lira taktım,nası seviniyo,nası bağırıyo, sanırsınki 100 lirayı geline değil ona taktım.Hayır benim anlamadığım her takılandan komisyonmu alıyo o adam?Neyse ama alıcam bir gün çizgisiz kağıdı.Nah hareketini aynen kopya edicem o kağıda,sonrada geline onu takıcam,şimdi ne diye bagırcaksın çok merak ediyorum.Bu yüzden karşıyım düğün salonlarına.

Ya birde nikahtaki şahitlik olayını kaldırsınlar bence.Bu zamana kadar en ufak bir aktifliğini görmedim.Allah aşkına birisi de, abi ben şahidim çok iyi para kırıyorum bu işten desin.Ya da ne biliyim ben şahidim çok sevap kazanıyorum desin.Boş iş.

Son olarakta bu internete karşıyım, ya eskiden ne güzel telgraf vardı, mektup vardı beklerdik böyle sevdiklerimizin yazdıklarını heyecanla.Telefonda yoktu,yeğenimiz olurdu sesini duymak isterdik,ama çok sıra vardı ve konusmak için sıra bize geldiğinde zaman o kadar ilerlemiş olurduki yeğenime şaşırıpta abi dediğim zamanlar oldu,öyle büyümüş kereta.

Ama ben hala mektup yazarım sevdiklerime.Arkadaşıma ''Nbr'' yazıp cevabını beklerim heyecanla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder