25 Ocak 2010 Pazartesi

OTOBÜS l

o gün çok doğal olarak tatil dönüşü üniversiteye gitmek için otobüse bindim, 20 numara cam kenarında bi adam oturuyo 20... yani benim yerimde ! genç birisi, kafası cama, ayakları koridora bakıyor. Sanki herkes onun ne dediğini merak ediyormuş gibi ağızını kapatmış sadece arada bir kızla konuştuğu belli yapmacık gülüşü duyuluyor. Ben yanına oturunca düzeliyor, tipide daha çok belirginleşiyor anadoluda sıkca gördüğümüz yumurta tipi kafa, kırmızı yanaklar, kot pantolon, çizgili gömlek, seyrek cıkan ama yinede hafif uzatılan sakallar. otobüs hareket ederken çocuk arka tarafa yolcuların olmadığı yere geçti bu rahatlıkla dergi okumaya başladım yayıldıkca yayıldım ta ki otobüs birkaç yolcu daha alana kadar ve yanıma oturdu "kot-gömlek" beni tedirgin eden bir yanı vardı göz ucuyla bile bana bakmıyordu dergiyede bakmıyordu sadece aradabir telefonuna bakıyodu herhalde mesaj falan bekliyodu konuştuğu kızdan yüzündede en ufak değişiklik olmuyodu. neyse servis yapılırken ben kahve ve kek aldım oda kola ve kek aldı sonra başladı muavinle 40 yıllık dost gibi muhabbete ben ilgisiz ilgisiz dergi okumaya devam ettim. sonunda feriboto geldik ben dergimi mp3 çalarımı cam kenarında koltuğum arkasında bırakıp (birazda unutup) feribota salıdım kendimi yarım saatlik bir deniz yolculuğundan sonra tekrar otobüsüme bindim aman allahım kot-gömlek yine benim yerime oturmuştu ben koltuğa yaklaştım buyur, geç, otur, pardon, gibi kelimeler bekliyodum... benimle konuşacağı bu ilk cümle içinde olmadı ne cümlesi suratıma bile bakmadı... Oysaki ben ne diyeceğimi bile düşünmüştüm 'ne önemi var' bu bile beni tatmin edecekti ama olmadı... rüzgardan dahada kırmızı olmuş yanaklarıyla bana bile bakmadı anca mp3 çalarımla dergimi alırken göz ucuyla donuk bi bakış fırlattı.. üşüdüm, korktum, oyasa benim muavinden neyim eksikti neden bana böyle davranıyodu bekide yan koltukdaki kız yüzündendir ama oda saçma yolculuk gitgide tehlikeli oluyordu otobüs bursa batı garajına girdi beş dakika mola benim bacaklarımı açmam gerekiyordu anlamsız anlamsız yürüyordum otobüslerin arasında. kot-gömlekte tam kapanın önünde sigara içiyor cam kenarı yine onundu ben ona bırakmıştım çünki sigarası bitmek üzereydi hızlı hızlı gidip yerime oturmak olmazdı ben otobüse ilerlerken sigarasını yere attı, üstüne bastı ve bindi zafer onundu...
Yarım saatlik bir yolculuktan sonra onunla aynı yerde indik otobüsten yine ufacık bir bakışbile atmadan uzaklaştı nasır tutmuş kalbi onu güçlü kılıyordu .. bense birdahaki yolculuğa bilenecektim .......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder